must 1
yardımcı f. 1. Şart belirtir: You must do it. Onu yapman şart. 2. Gereklilik belirtir: You must do it. Onu yapman lazım. 3. Kuvvetli bir tahmin belirtir: You must be freezing. Dondun herhalde. Ertuğrul must have done it. Herhalde Ertuğrul yaptı./Ertuğrul yaptı demek. 4. Kızgınlık/ yakınma/istihza belirtir: Despite being warned she must go and try it. İhtar edilmesine rağmen yine de gidip onu denedi. 5. Kararlılık belirtir: If you must go, do so after the children have gone to bed. Gitmeyi kafana koydunsa bari çocuklar yattıktan sonra git. 6. -meli, -malı: You must come to see us. Bizi ziyaret etmelisin. i., k. dili şart, zaruri bir şey: In the summer a mosquito net is a must. Yazın cibinlik şart.